Işıltılı kar ve tuz tanecikleri ile değerli taşların çoğu, kristal formunda, doğada yaygın olarak bulunmaktadır. Katı fazda düzenli dizilimlere sahip atomların oluşturduğu bu kristal yapıların ve özelliklerinin incelemesi, kimya ve katıhal fiziğinin yanı sıra, biyoloji ile tıp bilimlerindeki ilerlemelerin de önemli bir çıkış noktası olmuştur.Kristal sırlarının ilk kez X-ışınları ile çözülmeye başlanmasının üzerinden bir yüzyıl geçmiştir. Bu süre zarfında, kristalografi, yapısal bilimin çekirdeğini oluşturarak bizlere DNA nın yapısını göstermiş, bilgisayar belleğinin nasıl oluşturulacağı konusunda bilgiler vermiş, hücrelerde proteinlerin nasıl oluştuğunu anlamamızı sağlamış, modern teknolojik malzemelerin tasarımında ve güçlü ilaçların sentezinde insanlığa yardım etmiştir.Kristalografinin doğuşu kabul edilen, X-ışınlarının keşfedilmesi nedeni ile verilen ilk Nobel Ödülünün üzerinden 100 yıl geçmesi bağlamında, temmuz 2012 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (Fas dan gelen bir öneri ile) 2014 yılı, Dünya Kristalografi Yılı olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle 2014 yılında tüm dünya genelinde bu disiplinler arası bilimsel konuda çeşitli aktiviteler yapılacak ve farklı organizasyonlar ile kristalografik çalışmalardan çok sayıda insanın  haberdar olması sağlanacaktır.